15 Eylül 2008 Pazartesi

Arsenik, Arıtma Cihazı Satışını Patlattı

Damacana suyun yaygınlaşmasıyla birlikte unutulmaya yüz tutan su arıtma cihazlarının satışı, İzmir`in suyunda arsenik oranının yüksek çıkmasıyla arttı. Damacana suya verdiği ücreti yüksek bulanlar arsenik korkusundan 400-600 avroluk arıtma cihazı alıyor.
İzmir`in şebeke suyunda arsenik değerlerinin yüksek çıkması, su arıtma cihazlarının satışını artırdı. Damacana suya verdiği parayı yüksek bulananlar arıtma cihazlarına yöneldi. Evlerde kullanılan cihazların fiyatı 400 YTL`den başlarken, iş yerleri için kurulan cihazlar 400-600 avro arasında değişiyor. Kordon Kimya Genel Müdürü Hasan Şeker, tezgah altı su arıtma cihazlarının arsenik dahil sudaki diğer zararlı kimyasalları ortalama yüzde 95 oranında temizlediğini belirtirken, `İzmir`in şebeke suyundaki arsenik, temizlenme bakımından o kadar yüksek bir oranda değil zaten, yani kolayca temizlenebilir. Bu cihazlarla arsenik alınıyor. İzmir`de arsenik oranının en fazla 12-13 mikrogram seviyelerinde olduğunu göz önününe alırsak, arıtma cihazlarıyla bu miktarın en fazla en fazla iki civarına ineceğini söyleyebiliriz` dedi. Arıtma cihazlarının fiyatlarının nerede hangi miktarlarda kullanılacağına göre değiştiğini dile getiren Şeker, günde 10 damacana su arıtan cihazların 400 YTL`den başladığını, 800 YTL`ye kadar çıktığını ifade etti. Arıtılan suyun hem yemek, çay yapımında hem de içme amaçlı iç rahatlığıyla kullanılabildiğini belirten Şeker, küçük işletmeler için günde bir iki ton su veren cihazların bulunduğunu, bunların fiyatının da 400-600 avro arasında değiştiğini aktardı. Şeker, damacana suya harcadığı paranın yüksek olduğunu düşünenlerin arıtma cihazlarını tercih etmeye başladığını vurgulayarak, şöyle devam etti: `Bunlar, sudaki arsenik gündeme gelmeden önce de kullanılıyordu, ama arsenik insanları etkiledi tabii. İnsanlar içmenin dışında yemeklerde de musluk suyunu kullanmamaya başladığından, dışarıdan damacana almaya kalktığında pahalıya mal olduğunu düşünüyor. Lokantalara özellikle damacana pahalıya geliyor. Arıtma cihazlarını daha çok tercih etmeye başladılar.` Şeker, son dönemde arıtma cihazı satışlarının 3 kat arttığını dile getirdi. BMB Su Arıtma Ofis Müdürü Özge Bilici de arıtma cihazlarının sudaki arseniği yüzde 99 oranında arıtabildiğini belirterek, `Sudaki arsenik oranlarının gündeme gelmesiyle satışlarımız en az yüzde 30 oranında arttı` dedi.
ARSENİK STANDARDI BOZDU
• Baysal Arıtma Mühendislik şirketinin sahibi Osman Baysal ise piyasada 250-300 YTL`ye satılan cihazların da bulunduğunu ancak ama onların kalitesinin, suyu ne kadar temizlediğinin tartışmalı olduğunu söyledi. Bu tip cihazları alırken önceliğin fiyata değil, kimyasalları temizleme özelliğine dikkat edilmesi gerektiği uyarısında bulunan Baysal, cihazların üzerlerinde bulunan kalite ve denetim belgelerine dikkat edilmesi gerektiğine işaret etti. İzmir şebeke suyunun standartlarını bildiklerini, o standartlara göre olan cihazların belirli olduğunu aktaran Baysal, `Son dönemde arseniğin girmesiyle o standartlar da bozulmaya başladı. Öncelikle suyun karakterini inceleyip hangi cihaz uygunsa onu öneriyoruz` dedi.
KAYNAK: 2008-09-10 Taraf

Devamını okuyun...>>

Atık Su Deyip Geçmeyin

Atık su arıtma tesisleri, kuruldukları kentlerin kanalizasyon sularını temizlemekle kalmıyor, aynı zamanda kentin kimyasal karakteristiğini de ortaya çıkarıyor.
Tesislerde yapılan analizlerde, kanalizasyona aktarılan çok tehlikeli kimyasal maddeler tespit edilerek önlem alınıyor.
Malatya Belediyesi Atık Su Arıtma Tesisi`nde görevli kimya mühendisi Ercan Karataş, `Bayramlarda, özel günlerde veya bir fabrika atığı olduğu zaman bunu hemen anlayabiliyoruz. Mesela yazın, suyumuzdaki organik kimyasal oksijen değeri düşüyor, çünkü yazın kentlerde tatil nedeniyle dışarıya göç oluyor. Ancak kışın daha fazla su kullanıldığı için kirlilik değerleri artıyor. Bayramlarda temizlikten dolayı fazla deterjan kullanıldığını burada rahatlıkla görebiliyoruz` dedi.
Malatya Belediyesi Atık Su Arıtma Tesisi`nde görevli kimya mühendisi Meltem İnanç da, `Kimyasal değişiklikleri sadece analizlerle değil, bakarak da anlayabiliyoruz. Halı fabrikaları var, onlar kök boyası kullanıyor. Kullandıkları kök boyalarını işleri bittikten sonra kanalizasyona bırakıyorlar. Su arıtma tesisine gelince, kullanılan boya rengine göre suyun rengi değişiyor. Halı fabrikalarının kanalizasyona boyalarını bıraktığını bu şekilde anlayabiliyoruz` bilgisini verdi.
Şehrin suyuna kimyasal bir saldırı olduğunda bunu rahatlıkla algılayabileceklerini belirten İnanç, `Burada yapılması gereken tüm deneyleri yapıyoruz. Gelen suyun bütün incelemesini yapıyoruz. Böylelikle günlük olarak hangi kimyasalların kullanıldığını, kanalizasyona neyin boşaltıldığını veya kanalizasyon suyunda hangi maddelerin olduğunu araştırıyoruz` dedi. İnanç, bayramlarda arıtma tesisinde evlerde temizlik nedeniyle kullanılan deterjanlardan dolayı hoş bir kokunun olduğunu sözlerine ekledi.
Malatya Belediyesi Arıtma Tesisi Müdürü Oktay Özelçi ise, `Şehrin atık suyu, arıtma tesisine geldikten sonra, özellikle kimyasalla ilgili, kimyasal oksijenle ilgili değişkenlik söz konusu ise Malatya Belediyesi`ne bağlı Çevre Müdürlüğü`ne ve MASKİ`ye bağlı Çevre Kontrol Birimi`ne mutlaka uyarılar gidiyor. Ona göre şehirde, gece de olsa gündüz de olsa bir hareket başlıyor. Mutlaka denetimlerimizi sürdürüyoruz` şeklinde bilgi verdi.
Özelçi, `Kimyasal madde veren bir fabrika, bizden izinsiz bir maddeyi atık suyumuza verebilir. Değerleri üst sınırda olan bir boya olabilir bu. Biz bunu anında burada görebiliyoruz. Bizim giriş değerlerimizin üzerinde bir değerse mutlaka müdahalede bulunuyoruz. Şu anda lokanta ve petrol ofislerinin hepsi denetleniyor. Hepsine çok küçük çaplı arıtmalar yerleştiriliyor. Özellikle büyük lokantalarda yağ tutucu makineler veya cihazlar yerleştirme yoluna gidiliyor` dedi.
KAYNAK: 2008-09-12 www.malatyaguncel.com

Devamını okuyun...>>