28 Ağustos 2008 Perşembe

Başka Yerde Teşvik Bizde ÖTV

Akdeniz Üniversitesi(AÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Numan Hoda, dünyada tüm ülkelerde biyodizele teşvik uygulandığını, buna karşın Türkiye`de biyodizelden ÖTV alındığını söyledi.
Hoda, AA muhabirine yaptığı açıklamada, biyodizelin, fosil yakıta karşı alternatif olması nedeniyle stratejik bir ürün olduğunu belirtti. Ülkede petrol sıkıntısı yaşanması halinde biyodizelin alternatif olarak kullanılabileceğini kaydeden Hoda, biyodizelin, ülkelerin dışa bağımlılığını azalttığına dikkati çekti.
Avrupa`da bazı ülkelerde biyodizele yönelik vergi indirimi olduğunu, bazı ülkelerde de üreticilerin teşvik aldığını ifade eden Hoda, ``Biyodizele tüm dünyada teşvik uygulanırken, Türkiye`de ÖTV uygulanıyor. Bu da dünyada bir ilktir. ÖTV ile birlikte biyodizelin fiyatı benzinin fiyatını geçiyor`` dedi.
Yrd. Doç. Dr. Hoda, biyodizelin Türkiye için uzun vadede kazançlı bir yakıt türü olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
``Biyodizel yatırımında geri dönüşüm uzun zaman alıyor. Dizelin rafineri çıkış fiyatı 60 YKr civarında ama satış fiyatı 3 YTL`ye yakın. Dolayısıyla 2-3 katı vergi bindirilerek satılıyor. Bu vergiden hükümet para alıyor. Bu parayı da gerekli yerlere aktarıyor. Biyodizele izin verdiği zaman bu kazancından vazgeçmek zorunda kalacak, yani geliri azalacak. Bu yüzden hükümet biyodizele izin vermek istemiyor. Biyodizele de bu yüzden ÖTV konuldu. Halbuki biyodizelin üretilmesi için tohum lazım. Tohum da tarımın gelişmesine yardımcı olacak. Burada çiftçi kazanacak, orada çalışan işçiler kazanacak. Biyodizel fabrikaları kurulduğu zaman fabrikada çalışan işçi kazanacak. İstihdam yaratılacak. İstihdam edilen işçilerden hükümet vergi alacak. Yani hükümet kısa vadede kaybedecek, ama uzun vadede kazanacak.``
-``ATIK YAĞLAR KULLANILIYOR``-
Biyodizelin hayvansal ve bitkisel yağlar ile atık yağlardan üretildiğini anlatan Hoda, Antalya`daki turistik tesislerde açığa çıkan atık sağların da bir potansiyel olduğunu vurguladı.
Son çıkan yönerge ile tesislerin atık yağlarını kanalizasyona bırakmalarının önlenmeye çalışıldığını belirten Hoda, atık yağların kanalizasyonda bakteri üremesine neden olduğunu savundu. Hoda, şöyle devam etti:
``Yönerge ile atık yağları kanalizasyona salamayan tesisler, bu yağı yeni kurulan biyodizel şirketlerine vermeye başladılar. Biyodizel üreten şirketler, restoran ve turistik tesislerden atık yağ toplayıp yakıt üretiyorlar ancak Türkiye`de ne yazık ki bir biyodizel politikası yok. Bu politikanın oluşturulmamaya çalışıldığını düşünüyorum. Bunun sebebi de petrol devlerinin kendi paylarından vazgeçmek istememeleri.``
-GIDA FİYATLARINDAKİ ARTIŞ-
Numan Hoda, gıda ürünlerindeki fiyat artışının, biyodizelden kaynaklandığı yönündeki görüşe de katılmadığını kaydetti.
Son aylarda dünyadaki tüm gıda fiyatlarının arttığını belirten Hoda, ``Gıda fiyatlarının artması, küresel ısınma nedeniyle üretimin az olmasından kaynaklanıyor`` dedi.
Büyük petrol şirketlerinin bu şekilde bir spekülasyon yarattığını öne süren Numan Hoda, ``Petrol şirketlerinin sattığı ürünler küresel ısınmaya neden oluyor. Küresel ısınmadan dolayı verim düşüyor. Verim düşünce de gıda fiyatları artıyor`` diye konuştu.
Numan Hoda, biyodizelin normal dizele göre doğaya yüzde 30 daha az zarar verdiğine de dikkati çekti. Biyodizelin içinde kükürt olmadığını anlatan Hoda, otel veya büyük restoranlardaki atık yağların kanalizasyona verilmek yerine biyodizele dönüştürülmüş olmasının da çevrenin korunmasına büyük katkı sağladığını sözlerine ekledi. (AA)
KAYNAK: 2008-08-28 http://www.ekoyol.com/

Devamını okuyun...>>

Sağlık Bakanlığı, Asbestli Köyleri Tesbit Edecek

ANKARA(CİHAN)

Sağlık Bakanlığı, 35 bin 322 köyün mevcut durumlarının tespit edilmesi ve sorunlarının giderilmesi adına proje geliştirmek amacıyla incelemelere başladı. İncelemeler sonucu, bölgede kanser yapıcı asbest maddesi bulunup bulunmadığı gibi verilere de ulaşılacak.
Sağlık Bakanlığı, çevre ve toplum sağlığı için gerekli koşulların, kentsel alanların yanında köylerde de oluşmasının sağlanması amacıyla Türkiye genelindeki 35 bin 322 köyde inceleme başlattı.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, CİHAN`a yaptığı açıklamada; Sağlıklı Köyler Projesi ile doktor, sağlık personeli, ebe, çevre sağlığı uzmanı, kimya- gıda mühendisi, biyologdan oluşan ekiplerin köylere tek tek giderek, incelemeler yaptığını aktardı.
Proje ile köylerin mevcut durumlarının tespit edilerek, saptanan sorunlar hakkında politika geliştirilmesinin amaçlandığını belirten Çom, bu kapsamda; köylerin içme ve kullanım sularının durumu, mezarlıklarının durumu, atık suların izolasyonu, çöplük ve gübrelik durumu, yer üstü sularının durumu, tarımda kullanılan gübre ve ilaç durumu, köy halkının sağlığı, ilköğretim okullarının durumu, sağlık kuruluşlarının durumu, köyün kuruluş yeri, köy yakınında iyonize olmayan radyasyon durumu gibi verilerin toplanarak, analizler yapılacağını belirtti.
Çom, `İncelemeler sonucunda nokta atışı yapılarak, köyde asbest varmı ya da kansere yol açan bazı olumsuzluklar mevcut mu gibi bilgiler de toplanmış olacak` dedi.
Bugüne kadar yaklaşık 2 bin 800 köy üzerinde incelemelerin bitirildiğini dile getiren Çom, Sağlıklı Köyler Projesi`nin sona ermesi ile birlikte; aynı mantıkla sağlıklı ilçeler projesi başlatılacağını kaydetti.
MESKENLERDE BOYA OLARAK YÖRESEL TOPRAK KULLANILIP KULLANILMADIĞI SORULACAK
Çom`un verdiği bilgiye göre, ekiplerin geçen ay başlayan köy ziyaretlerinin 2009 Temmuz ayında sona ermesi planlanıyor. Ziyaretler esnasında, köy halkına çevre ve halk sağlığı ile ilgili eğitimler de veriliyor.
Ziyaretler sırasında, köylerin mevcut durumunu sorgulamak üzere Köy Ziyaretleri ve Değerlendirme Formu dolduruluyor. Söz konusu formda, köydeki meskenlerin genel yapısı, meskende badana ve boya olarak yöresel toprak kullanılıp kullanılmadığı, analiz yapılarak toprakta asbest olduğu tespit edilip edilmediği, mezarlıkların yer altı su kaynaklarına mesafesi gibi bilgilerin doldurulması isteniyor. (CİHAN)
KAYNAK: 2008-08-28 CİHAN

Devamını okuyun...>>