7 Ekim 2008 Salı

Mısır Petrolün Yerini Tutabilir mi?

Bu yıl mısır üretiminde beklenen 1-1,5 milyon ton üretim fazlalığının enerjiye dönüştürülebileceği bildirildi.
Tezkim Tarımsal Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Tezcan, bu yıl mısır üretiminde beklenen 1-1,5 milyon ton üretim fazlalığının enerjiye dönüştürülerek ülkenin petrolde dışa bağımlılığının azaltılabileceğini belirtti.
Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi`nde alternatif enerji kaynakları ve üretim teknolojilerine yatırım konusunda yeni ve yenilenebilir enerji kaynağı olan yakıt biyoetanolünü üretmek üzere fabrika kurduklarını kaydeden Tezcan, `Biyoetanol, Türkiye`nin gündemine 2000 yılından sonra yoğun bir şekilde girdi ve ülkemizde ilk üretim 2004`te mısır hammaddesi kullanılarak yapıldı. Şu an toplam 4 fabrika yatırımını tamamlamış durumda. Ancak, bugün Tarkim dışındaki biyoetanol tesisleri atıl durumda. Tarkim, şu anda yüzde 50 kapasite ile çalışıyor. Bizde Konya Çumra`da ve Eskişehir şeker fabrikasında ise üretim yapılamıyor. 10 aydır kullanım zorunluluğu bekliyoruz` dedi.
Türkiye`nin kurulu biyoetanol üretim kapasitesinin yıllık 180 bin metreküp olduğunu, bunun 80 bininin mısır kökenli, diğer 100 bininin de pancar kökenli bitkilerden olduğuna dikkat çeken Tezcan şunları söyledi:
`Hammaddesini mısırdan alan Tarkim tam kapasite ile çalıştığında, bizim firmamız olan Tezkim de üretime geçtiğinde tam kapasite çalışmaları halinde 160-180 bin ton arasında mısır kullanacaklar. Şu anda mısır kullanımı 40-50 bin ton civarında. Öncelikle yerli tarım ürünleri kullanılarak elde edilen biyoetanol tesislerinin atıl olmaktan çıkartılması gerekiyor. Sonrasında da mısırdaki fazlalığın biyoetanolde kullanılması gerekiyor.`
Mısırdaki rekoltenin bu yıl 4.5-5 milyon tona ulaşmasının beklendiğini vurgulayan Tezcan, `Ülkemiz, dünyanın 8. büyük tarım ürünleri üreticisi konumunda olup, bu muazzam gücü mutlaka enerjiye dönüştürmeli. Örneğin mısırı gıda maddesi ürünü olarak değil de sanayi ürünü olarak da düşünmeliyiz. ABD, mısırdan 280 adet sanayi ürünü çıkarıyor. Mısırdaki fazlalığı biz de biyoetanol için kullanabiliriz. Dolayısıyla fiyatının nerelere kadar gideceği kimse tarafından kestirilemeyen petrole bağımlılığın azaltılabilmesi için bu sektörün önünün açılmasına şiddetle ihtiyaç var. Her 100 kilogram mısırın biyoetanol sektöründe kullanılması halinde ekonomiye sağladığı katma değerin 110 YTL olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor. Ayrıca mısırın biyoetanol sektöründe kullanılması halinde yem sektörüne göre yüzde 82 oranında katma değer artışı sağladığını da vurgulamakta yarar var. Dolayısıyla ülkemizde üretilen ürünlerin en verimli şekilde kullanılması gerekliliğine her platformda işaret ediyoruz` diye konuştu.
Bu arada, bu yıl petrol fiyatlarındaki aşırı yükseliş nedeniyle mısırın başta biyoetanol olmak üzere endüstriyel amaçlar için kullanımının geçen sezona göre 28 milyon ton artacağı açıklandı. Uluslararası Hububat Konseyi(IGC) Temmuz ayı raporunda, 2007-08 sezonunda 785 milyon ton düzeyinde gerçekleştiği belirtilen dünya mısır üretiminin, Temmuz 2008-Haziran 2009 sezonunda 759 milyon ton düzeyinde olacağı öngörülüyor. Dünya mısır tüketiminin ise geçen sezondan 8 milyon ton fazla olarak 782 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor. Tüketimdeki artış, hayvan yemi, gıda ve enerji taleplerindeki yükselmeye bağlanıyor.
Özellikle önümüzdeki sezon mısırın başta biyoetanol olmak üzere endüstriyel amaçlar için kullanımının geçen yıla göre 28 milyon ton artacağı tahmin ediliyor. Geçen yıl yaklaşık 169 milyon ton mısırın endüstriyel amaçlar için kullanıldığı belirtiliyor. Konseyin raporunda, dünya dönem sonu mısır stoklarının geçen yıla göre 23 milyon ton düşük olarak 103 milyon ton düzeyine ineceği vurgulanıyor.
İHA
KAYNAK: 2008-10-07 www.adanamedya.com

Devamını okuyun...>>

6 Ekim 2008 Pazartesi

Dünya'nın En Büyük Arsenik Arıtma Tesisi İzmir'de Kuruluyor

İzmir`in arsenik arıtma tesisi, ocakta hizmete giriyor.
Yeraltı sularında görülen kimyasal değişimlerle birlikte yükselen sudaki arsenik oranını standartların altına çekmek için çalışmalara başlayan belediye, 15 milyon Euro`luk yatırımla Menemen, Halkapınar, Göksu ve Sarıkız kuyularına arsenik arıtma tesisi kurmaya başladı. Tesislerden üçünün 3 ayda tamamlanarak devreye girmesi hedefleniyor. Arıtma projesini üstlenen Culligan Italiana S.P.A.-Nema Kimya Dış Ticaret Ortak Girişimi yetkililerinden alınan bilgiye göre, Manisa`da Göksu ve Sarıkız kuyularından gelen günlük 259 bin metreküp suyu arıtacak arsenik arıtma tesisi, bu alanda dünyanın en büyük arıtma tesisi unvanına sahip olacak. Halen Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat`ta bulunan dünyanın en büyük arsenik arıtma tesisleri, günde 150 ve 200 bin metreküp kapasiteyle çalışıyor. Türkiye`de ise şu an Uşak-Eşme ve Manisa`da arsenik arıtma tesisi bulunuyor. İzmir, Cihan
KAYNAK: 2008-10-05 Zaman

Devamını okuyun...>>

1 Ekim 2008 Çarşamba

Dekan Doğal Saç Boyası Üretti

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı ve ve Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Önal, yaptığı araştırmalar sonucu, ceviz yaprağı, portakal ve ceviz kabuğu gibi çeşitli malzemeler kullanarak doğal saç boyası üretti.
Prof. Önal, yaptığı açıklamada, yaptığı çeşitli araştırmalar sonucu ceviz yaprağı, portakal kabuğu ve ceviz kabuğu gibi çeşitli malzemeler kullanarak doğal saç boyası yaptığını bildirdi.
Doğal saç boyasının ham maddesi olan ceviz yaprağı, portakal ve ceviz kabuğunun sezonunda toplanıp kurutulduğunu ifade eden Prof. Dr. Önal, bunların kurutulduktan sonra öğütülüp ekstraksiyon işlemine tabi tutulduğunu, daha sonra katılaştırılarak değişik saç boyalarının hazırlandığını belirtti.
Boyanın üretiminde karanfil, kına, yumurta, zeytin yağı, çay, yoğurt gibi doğal ürünlerin de kullanıldığını anlatan Prof. Dr. Önal, `Bu saç boyasının kesinlikle ve kesinlikle hiç bir yan etkisi yok. Saç derisine herhangi bir zarar vermez` diye konuştu.
Saç boyasında renk olarak kızıl kahve, kestane, doğal siyah ve kızıl renkler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Önal, `Hazırladığımız bu saç boyasını birçok kişi üzerinde denedik. Doğal saç boyasının saç dökülmelerini de engellediğini gördük` dedi.
Bundan bir süre önce bu konuda yüksek lisans tezi de hazırlattığını bildiren Prof. Dr. Önal, şunları kaydetti:
`Böyle bir çalışmaya neden girdik? Literatüre baktığımız zaman gebe bayanlarda kullanılan sentetik saç boyalarının ciddi manada sağlık sorunları çıkardığını görüyoruz. İşte bu hamile bayanlardaki yan etkiyi ortadan kaldırmak, kullanıcı olan bay ve bayanlarda sağlık sorunlarını engellemek amacıyla böyle bir çalışma yaptık. Ayrıca bu doğal saç boyasını kullananlar hazırladığımız kürleri de kullanırlarsa saçların daha sağlıklı olmasını sağlar.`
Boyanın kalıcılık süresinin en az 6 hafta olduğunu ifade eden Prof. Dr. Önal, `Diğer sentetik saç boyalarında da aynıdır. Saç diplerinden beyaz saç çıktığı için en az 6 hafta diyoruz. Doğal saç boyamızın satış iznini de çok yakında alacağız` diye konuştu.
Doğal saç boyasını kullanan Gaziosmanpaşa Üniversitesi Kimya Bölümü Araştırma Görevlisi Ferda Kavak ise saçının daha önce sarı olduğunu ve sentetik boya kullandığı için sürekli dökülme, kırılma, uzamama şikayetlerinin bulunduğunu söyleyerek, `Saçımın ilk rengi olan kestaneye dönmek istedim. İnsan değişiklik istiyor. Bu doğal saç boyasını denedim. Saçımdaki dökülme 2-3 boyamadan sonra tamamen durdu. Saçım gerçekten parlamaya başladı ve gürleşti. Bu doğal boya saçımı beslediği için çok memnunum.`

KAYNAK:2008-10-01 www.timeturk.com
Devamını okuyun...>>