Hoda, AA muhabirine yaptığı açıklamada, biyodizelin, fosil yakıta karşı alternatif olması nedeniyle stratejik bir ürün olduğunu belirtti. Ülkede petrol sıkıntısı yaşanması halinde biyodizelin alternatif olarak kullanılabileceğini kaydeden Hoda, biyodizelin, ülkelerin dışa bağımlılığını azalttığına dikkati çekti.
Avrupa`da bazı ülkelerde biyodizele yönelik vergi indirimi olduğunu, bazı ülkelerde de üreticilerin teşvik aldığını ifade eden Hoda, ``Biyodizele tüm dünyada teşvik uygulanırken, Türkiye`de ÖTV uygulanıyor. Bu da dünyada bir ilktir. ÖTV ile birlikte biyodizelin fiyatı benzinin fiyatını geçiyor`` dedi.
Yrd. Doç. Dr. Hoda, biyodizelin Türkiye için uzun vadede kazançlı bir yakıt türü olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
``Biyodizel yatırımında geri dönüşüm uzun zaman alıyor. Dizelin rafineri çıkış fiyatı 60 YKr civarında ama satış fiyatı 3 YTL`ye yakın. Dolayısıyla 2-3 katı vergi bindirilerek satılıyor. Bu vergiden hükümet para alıyor. Bu parayı da gerekli yerlere aktarıyor. Biyodizele izin verdiği zaman bu kazancından vazgeçmek zorunda kalacak, yani geliri azalacak. Bu yüzden hükümet biyodizele izin vermek istemiyor. Biyodizele de bu yüzden ÖTV konuldu. Halbuki biyodizelin üretilmesi için tohum lazım. Tohum da tarımın gelişmesine yardımcı olacak. Burada çiftçi kazanacak, orada çalışan işçiler kazanacak. Biyodizel fabrikaları kurulduğu zaman fabrikada çalışan işçi kazanacak. İstihdam yaratılacak. İstihdam edilen işçilerden hükümet vergi alacak. Yani hükümet kısa vadede kaybedecek, ama uzun vadede kazanacak.``
Biyodizelin hayvansal ve bitkisel yağlar ile atık yağlardan üretildiğini anlatan Hoda, Antalya`daki turistik tesislerde açığa çıkan atık sağların da bir potansiyel olduğunu vurguladı.
Son çıkan yönerge ile tesislerin atık yağlarını kanalizasyona bırakmalarının önlenmeye çalışıldığını belirten Hoda, atık yağların kanalizasyonda bakteri üremesine neden olduğunu savundu. Hoda, şöyle devam etti:
``Yönerge ile atık yağları kanalizasyona salamayan tesisler, bu yağı yeni kurulan biyodizel şirketlerine vermeye başladılar. Biyodizel üreten şirketler, restoran ve turistik tesislerden atık yağ toplayıp yakıt üretiyorlar ancak Türkiye`de ne yazık ki bir biyodizel politikası yok. Bu politikanın oluşturulmamaya çalışıldığını düşünüyorum. Bunun sebebi de petrol devlerinin kendi paylarından vazgeçmek istememeleri.``
Numan Hoda, gıda ürünlerindeki fiyat artışının, biyodizelden kaynaklandığı yönündeki görüşe de katılmadığını kaydetti.
Son aylarda dünyadaki tüm gıda fiyatlarının arttığını belirten Hoda, ``Gıda fiyatlarının artması, küresel ısınma nedeniyle üretimin az olmasından kaynaklanıyor`` dedi.
Büyük petrol şirketlerinin bu şekilde bir spekülasyon yarattığını öne süren Numan Hoda, ``Petrol şirketlerinin sattığı ürünler küresel ısınmaya neden oluyor. Küresel ısınmadan dolayı verim düşüyor. Verim düşünce de gıda fiyatları artıyor`` diye konuştu.
Numan Hoda, biyodizelin normal dizele göre doğaya yüzde 30 daha az zarar verdiğine de dikkati çekti. Biyodizelin içinde kükürt olmadığını anlatan Hoda, otel veya büyük restoranlardaki atık yağların kanalizasyona verilmek yerine biyodizele dönüştürülmüş olmasının da çevrenin korunmasına büyük katkı sağladığını sözlerine ekledi. (AA)
Devamını okuyun...>>